Hafızlık: Bir Özlem, Bir Teslimiyet, Bir Hayal

Hafızlık, Hz. Allah’ın kelamını ezberlemenin uzun ve mukaddes yoludur. Bu yola çıkanlar, yüreklerinde bir özlem taşır, bir teslimiyet duygusuyla yola koyulurlar. Bu özlem, Rabb’in kelamını ezberlemek, onu kalplerine nakşetmek ve hayatlarına rehber edinme özlemidir.  Bu teslimiyet ise, Hz. Allah’a olan bağlılığın, sadakatin ve sevginin bir göstergesidir. Hafızlık sadece bir ezber değil, Kur’an’ı Kerimi anlamak, onunla derin bir bağ kurmak ve onu hayatının merkezine yerleştirmek demektir. Hafızlık yolu zorlu ve meşakkatli bir yoldur. Bu yol sabır, azim ve disiplin gerektirir.

Onlar her yıl mezun olan yüzlerce hafızımızdan sadece birkaçı… Her birinin çok değerli hikayeleri, özlemleri ve hayatları var. Hafızlarımızın tek gayesi okudukları bu ilimleri kendi memleketlerinde yaşamaya ve yaşatmaya devam etmek.

Hafızlık

İlim Kaynağı: Yolculuk

İnsanlığın genel biyografisinde tüm tekâmül hikayeleri iki şekilde başlar. Önce insan hayatına yön verecek muhteşem bir hikâye okur. Hikâyede yüzyıllara nizam veren fikirler dimağlara lezzet veren sözler nihayetinde kısa bir ömre sığan büyük hayallerle karşılaşır. Sonra vakti gelince yolculuğa çıkar. Bu yolculuk sadece ummanları aşmak, çölleri geçmek ve sarp dağların patikalarını arşınlayarak uçurumun kenarında ölümle burun buruna gelmekten ibaret değildir. Bazen raflarda tozlanan kitapların satır aralarında bazen küçük bir ibarenin yan kayıtlarında başlar. Satırlardan çıkıp sadra şifa veren ifadelerle insan dünyaya bir kez daha gözlerini açar.

Her hayat sahibi doğduğu günden itibaren maddi olarak gıdasını alırken manevi olarak da beslenmenin yollarını arar. Bu manevi yolun başlangıcı ilim öğrenmekten geçer bir hayalin etrafında toplanan gönüller bulunduğu mahalden hareket ederek ilim yolculuğu için inandığı yolda merkeze ulaşmaya talip olur. Talip olan insan toprağa kök salan ağacın suya ulaştığı gibi ilmin kaynağına ulaşmaya gayret eder.

İlim Müessesi: Aile

İnsan ait olduğu coğrafyanın bir parçasıdır aslında. Yediği yemekler, giydiği elbiseler, konuştuğu diller ve yaşadığı anılar bulunduğu coğrafyada aile olma kavramını oluşturur. Annesi ve babası onun ilk muallimidir. Bulunduğu kültürün bir parçası olmayı edep ve hayayı konuşmayı ve susmayı hep burada öğrenir. Hayal kurmayı doğruyu ve yanlışı burada ayırt etmeye başlar. Rahlenin başına geçip kitaplarla tanıştıkça hayalleri büyür, fikirleri gelişir. Daha fazlasına ulaşmak için hakiki ilimleri öğrenmeyi talep eder. Bir defa öğrenmeyi talep ettikten sonra yeryüzünü arşınlayarak her karış toprağa mescit ulaştığı her insanı kardeşi bilir uzatılan her el yüzünü aydınlatan bir gülümseme, oluşan muhabbet halkası ailesini hatırlatır. Artık vatanı rahlesini koyduğu zemin ailesi hayaline ortak arkadaşları olmaya başlar.

İlim Mensubu: Hafız

“Ümmetimin en şereflileri Kur’an’ı ezberleyenlerdir.”

Allah Teala’nın katında insanlar tıpkı tarağın dişleri gibi aynı özelliktedir. İçlerinden ancak takva sahibi olanlar şeref ve üstünlükte diğer kardeşlerinden bir adım öne çıkar. İnsan bu alemde hoş bir seda bırakabilmek için hayatı boyunca gayret eder. İlmiyle amil bir kul, nesillere numune bir şahsiyet, rıza-i ilahi için gündüzüne geceleri ekler. Peygamber Efendimiz ’in işaret ettiği hayırlı kullar arasında olabilmeyi Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeyi ve öğretmeyi ister. Seneler geçse de ellerini kavuşturan insanların dualarında anılmayı hayal eder. Çünkü insan bu alemde rıza-i ilahiyi hayal edebildiği müddetçe yaşar.

Bizden haberdar olmak için web sitemizdeki blog bölümünü, youtube kanalımızı ve sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.