Cava Adası Neden Kalabalık?
Cava Adası ‘nın nüfusu, 136 milyon civarındadır. Dünyadaki 13. büyük ada olmakla beraber kendisinden büyük diğer 12 adadan daha kalabalıktır. Hatta Endonezya’nın diğer 4 büyük adasına baktığımızda da onlardan daha kalabalık olduğunu görürüz. Eğer Cava Adası bir ülke olsaydı dünyanın en büyük 9. ülkesi konumunda olurdu. Endonezya’nın %60’ı Cava Adası’nda yaşamaktadır.
İçindekiler
ToggleAktif Volkanlar Coğrafyası
Cava Adası’ndaki volkanların oluşumu, Avustralya levhasının Sunda levhası altına yerleşmesi sonucu meydana gelmiştir. Binlerce yılda meydana gelen bu tektonik hareketler adanın bugünkü yapısına ayna tutmaktadır. Ada topraklarının ortasında omurga gibi yükselen aktif yanardağlar, belli aralıklarla kızgın lavlarını etrafına püskürerek faaliyete geçmektedir. Bugün Endonezya’nın ülke geneline yayılan 74 aktif yanardağından 41 tanesi Cava Adası’ndadır. Ada’daki şehir yapılarından kültürel faaliyetlere, tarım ve hayvancılıktan turizme kadar ülkenin bütün faaliyetleri, adanın ortasında bir yığın hâlinde duran ve adanın can damarını oluşturan dağların etrafında şekillenmektedir.
Cava’nın Yanardağlarla İmtihanı
Cava Adası’nda yer alan yanardağların, tıpkı zincirin halkaları gibi birbiri ardına sıralandığını söylemiştik. Bugün her ne kadar diğer coğrafyaları etkileyen yanardağ patlama haberleri duymasak da bu durum tarihte pek böyle değil. Kulakları sağır eden cinsten büyük patlamalar ve coğrafyaları etkileyen tsunamileri meydana getiren bu hadiselerden bir kısmını analım.
1815 yılında meydana gelen Tambora Dağı’ndaki yanardağ patlaması, 100.000’e yakın insanın ölümüyle sonuçlanmış ve atmosfere yükselen küllerle 15. yy. ardındaki en soğuk yıllar yaşanmıştır. Aynı yüzyılda 1883 yılındaki Karakatau Yanardağı’nın şiddetli patlaması, Hint Okyanusu’na yakın şehirlerin tamamından, hatta güneydeki Tanzanya Adası’ndan bile duyulmuştur. Patlamanın ardından çıkan tsunamiler sonucunda 30 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Bu tarihten itibaren 150 yıllık süreç içerisinde, küresel çapta bir patlama olmasa da zaman zaman patlamalar meydana geliyor.
Yıkım ve Yaşam Birlikteliği
Bu noktada insanın aklına bir soru geliyor? Bu kadar aktif yanardağın olduğu patlamalar neticesinde ölümlerin yaşadığı bir ada neden diğerlerinden daha fazla göç alıyor? İşte her şeyin zıddı ile kaim olduğu gerçeği burada yine karşımıza çıkıyor. Yanardağlar yıkım ve felaket getirdiği kadar, üretim ve yaşamı da beraberinde getiriyor.
Volkanlar yüzyıllardır patlamalar esnasında içerisinde bulunan mineralleri püskürttükleri küller vasıtasıyla etrafına yayarak toprağı besler. Etrafa yayılan mineraller araziyi işlemeye hazır hâle getirir. Böylece bu volkanik sahanın etrafında yer alan arazi, o bölgedeki doğal gübre vazifesi gören volkanlar vasıtasıyla tarıma elverişli hâle gelir. Kısaca her patlama, toprak için bir besleme görevi görür. Cava Adası coğrafyası ikliminin tarıma uygun olmasında, volkanik sahaların tüm adaya yayılmış olması, önemli etkenlerin başında gelmektedir.
İklim ve Tarımın Nüfusa Etkisi
Cava Adası, ekvator bölgesinde yer alır. Dolayısıyla yıl boyu sıcak kalmasıyla muson zamanı oluşan mevsim yağışları ve bu yağışların meydana getirdiği tatlı sular, toprağı ciddi anlamda beslemektedir. Bunun yanında binlerce yıldır patlayan yanardağların faaliyetleri sonucu toprağı sürekli yenilemesi, Cava Adası’nı diğer adaların yanında daha cazip hâle getirmektedir.
İklim özelliklerinin yanı sıra diğer adalardan farklı olarak Cava Adası’nı insanların daha çok tercih etmesinde en önemli etken, pirinç yetiştirilmesidir. Ekvator bölgesine yakın olan coğrafyalarda yetiştirilen pirinç, buğdaydan farklı olarak bulunduğu topraklara daha fazla insan çekmektedir. Kabaca bir hesap yapacak olursak, bir dönüm pirinçten 11 milyon kalori elde edilirken, bir dönüm buğdaydan ise yaklaşık 4 milyon kalori elde edilmektedir. Bunun yanında geleneksel yöntemlerle ekilip biçilen modern zamanın öncesinde pirinç, ekildiği günden yaklaşık 200-300 gün arasında hasat ediliyorken, bu durum buğdayda 120 güne tekabül etmektedir. Aradaki bu devasa fark hem daha fazla insanı çalıştırmaya hem de daha fazla insanı beslemeye yönelik bir geri dönüşü olduğundan, tarih boyunca da pirinç yetiştiren medeniyetler, buğday yetiştirenlere göre daha kalabalık ve müreffeh olmuşlardır.
Bugüne geldiğimizde pirincin ekimi ve hasadı arasındaki fark, 120 güne düşmüş. Yılda 3 defa pirinç mahsulü elde edilmektedir. Cava Adası Endonezya topraklarının %7’sine tekabül etse de ülkenin pirinç üretiminin %56’sını elinde bulundurmaktadır. Nüfus dengesine baktığımızda, dengenin pirinç üretim oranlarına hemen hemen denk olması, aslında insanların neden Cava Adası’nı tercih ettiğini göstermektedir. Bu kadar nüfus, pirinç için burada.
Bizden haberdar olmak için web sitemizdeki blog bölümünü, youtube kanalımızı ve sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.
Son Yazılar
Bir Fidanla Başlayan Yolculuk
Ağaç ve İnsan Arasındaki Derin Bağ
Gönüllümüz ve refikimiz olun...
+90(216) 6508461
info@ifa.org.tr